8 Aralık 2011 Perşembe

"Kocaman" Hata; GS:3-1:FB




Ligde son oynadığı Ankaragücü maçında kanatta denenen Bienvenu’nun ne kadar etkisiz olduğundan söz etmiştim ekşi sözlük'te. Sıkıntıları boyu aşan ve küme düşmemeye oynayan Ankara temsilcisi, Bienvenu’nun bulunduğu kanattan gelerek 2 gol bulmuştu. Fenerbahçe ise uzaktan şutlarla gole ihtiyacı olduğu tüm anlarda bulmuş ve bu durum kerameti kendinden menkul spor medyası tarafından “Fenerbahçe hücum sorununu çözdü” olarak yorumlanmıştı. Oysa, sorun çözülmek bir tarafa dursun, derbide daha da büyümüştü.

Bienvenu’nun kanattaki varlığına bu defa forvet mevkiinde yer alan Alex eklenmişti. Biz, kadroda sürprizi Fatih Hoca’dan beklerken, Aykut Kocaman ters köşeye yatırmıştı herkesi..






Henüz 5 dakika geçilmişti ki, ilk göze çarpan savunmada aksayan Fabio Bilica’ydı. Ancak bunun faturasını tek başına ona kesmek büyük haksızlık olur. Zira Brezilyalının yakın olduğu sağ kanatta Gökhan Gönül-Bienvenu ikilisi oynuyordu. Bienvenu bir kenar adamı olmadığından, geriye ne zaman dönmesi gerektiği noktasında büyük sorunlar yaşıyor, Gökhan Gönül de sürekli çıkan bir bek olduğundan Fenerbahçe’nin sağ koridorunda oluşan yaklaşık 40 metrelik boşluğu Bilica doldurmaya çalışıyordu. Zaten dikkat ederseniz kaptırdığı topların büyük kısmı sağ kenara çok yakın bölgelerde pas verecek arkadaşını ararken gerçekleşti. Kafasını kaldırdığında Bienvenu de, Gökhan Gönül de kendisinden en az  15-20 metre uzaktaydı. Bu duruma eklenen Galatasaray’ın aktif ve yüksek tempodaki presi, Brezilyalı savunma oyuncusunu hataya itti. Nitekim bu senaryo oyunun kaderini de belirledi.

Bienvenu’yu kenarda oynatmak kadar büyük bir hata olmasa da , Alex’i ileride tek başına bırakmak rakibinin üzerine saldıran Galatasaray’ın çok işine yaradı. Savunmasını serbestçe ileri çıkarabildi. Pres gücünü düşürmedi. Her alanda kalabalık ve etkili kalmayı başardı.

Aykut Hoca’nın Alex hakkındaki planı, üzerine gelecek rakibine karşı Selçuk-Cristian-Emre üçlüsü ile geri çekilerek büzülmek ve kazandığı toplarla oyunu aniden kanatlara indirerek Alex’i birebir bırakmaktı. Ancak Galatasaray’ın önde presi Fenerbahçe’yi topu kenarlara çok erken indirmek zorunda bıraktı. Kenarlara bu kadar erken inen toplarda da ne Caner ne de Bienvenu uzun süreli top saklayabilen oyuncular olmadığından ilk 45 dakika sahada silinen bir Fenerbahçe izledik.

Galatasaray adına ise işler çok iyi gidiyordu. Ön alanda yapılan pres rakibin blokları arasındaki bağlantıyı kesmiş, savunma oyuncuları yalnız kalmış ve asli planları pasif kontra taktiği tamamen işlemez hale gelmişti. İlk 20 dakika içerisindeki korkunç baskısından gol çıkaramayan Galatasaray, rakibi oyun kurgusunda en ufak bir değişikliğe gitmediği için planını uygulamak noktasında hep uygun alanlar buldu. Takımın sağ bekinin Elmander ile al-ver yapması ve  dribling halinde içeriye girecek kadar rahat olması da bu durumun özetiydi. Yobo’yu çok kolay şekilde eksilten Eboue açılışı yaptı. Zaten yarı inik durumda olan rakibin gardını tamamen indirdi.

41.dakikada ise Bilica hakkında yukarıda açıkladığım durumun en somut örneği yaşandı. Sağ kenarda tek başına kalan Bilica, Elmander’in şok presine cevap veremedi. Kaptırılan top, maçın ikinci golü olarak ağlara gitti ve takımlar soyunma odasına bu skorla girmiş oldu.



İkinci yarıda, hatasından dönmek adına oyuna 2 hamle birden yapan Kocaman, sahadaki en direngen ve her iki yarı alandada oynama yetisine sahip yegane oyuncusunu, Emre Belözoğlu’nu kenara çekip, Semih’e forvette görev verdi. Ayrıca tamamen alışık olmadığı bir bölgede denenen Bienvenu yerini son maçta iyi iş çıkaran Stoch’a bıraktı. Ancak orta sahasında Selçuk Şahin-Cristian ikilisine kalan Fenerbahçe adına maç orada bitmişti. Zira bu ikili, tıpkı ilk yarıdaki senaryo gibi topu zamanından çok önce kenara taşıdılar.  Blokları kopuk oynayan takımı birbirine yaklaştıramadılar. Bunu en iyi yapacak adam olan Emre de kenara alınmıştı.Kanatlara erkenden taşınan her top, olgunlaşmadan uzaklaştırılan cılız ataklar olarak kaldı. Bu durumdaki tek kozu duran toplar olan Fenerbahçe 55. dakikada topu ilk kez zamanında ve yerinde kenara indirdi. Maç boyunca ilk defa savunmanın arkasında topla buluşan Gökhan Gönül elinden geleni yaptı. Bilica’nın 18 üzerine çıkardığı topa iyi vuran Stoch direğe takılmasaydı konuk ekip bu golle maça tutunabilirdi. Olmadı.

Artık Galatasaray düşen temposunu da hesaba katarak kontra fırsatları beklemeye başladı. Aslında bu durum kendiliğinden oluşuyordu. Nitekim 60. dakikada ani gelişen atakta Kazım Kazım, bir daha asla Premier Lig’e neden dönemeyeceğini ve bu ligin kalburüstü takımlarında oynamayı bile haketmediğini gösterdi. Şut çekmek yerine Baros tercihini kullansa, gol olması işten bile değildi.

66. dakikada kullanılan köşe vuruşunda ise şans Melo’dan yanaydı. Zaten bitmeye yüz tutan maçı resmen bitirdi.

Bu dakikadan sonra oyunun bir anlamı kalmadı. Hele Caner-Özer değişikliğinin  sadece Caner’in yorulmuş olmasıyla alakası olabilir.

55. dakikadaki duran topta kanadı iyi kullalan Fenerbahçe ikinci kez, uzatma dakikalarında doğru şekilde kenarı kullandı. Üçüncü bölgede demarke pozisyonda kenardan iyi hareketlenen Stoch iyi ortaladı.Semih en iyi yaptığı şeyi yapıp, alan boşalttı. Böylece Alex kusursuz zamanlamalarından biriyle topla doğru yerde buluştu ve teselli golünü attı.

Oyun tutkusu ve motivasyonu ile takdir toplayan Galatasaray böylece gecenin kazananı oldu. Ayrıca Aykut Kocaman bu galibiyete katkıda bulunarak açık ara kaybeden taraf oldu. Ben Aykut Kocaman’ın bu ligin kalburüstü taktisyenlerinden biri olduğuna inanıyorum. Bu tür bir kaç hata uzun maratonlarda olabilir. Bir daha bu tür bir formasyonu denemeyeceğini düşünüyorum. Fatih Terim’in Galatasaray’ının ise en belirgin özelliği haline gelen yüksek pres gücünün ve oyun iştahının işlerin yolunda gitmediği maçlarda başına iş açacağını düşünüyorum. Bu akşam ezeli rakibi karşısında ilk yarıda bulduğu iki golle maçı kazanmış olabilir. Ama her rakip bu şekilde diziliş hatasıyla size galibiyeti ikram etmez. Takım enerjisini daha idareli kullanmalı bence.. yine de ayakta alkışlanması gereken bir Galatasaray vardı bu gece sahada. O yüzden küçük detaylar bu galibiyet hatırına görmezden gelinebilir..

1 yorum: